Wednesday, November 28, 2007

Bu da benim cevabim

Cevap da degil ya. Ragip Amca gafil avladi beni ama karsilik vermek gibi degilse de, hem ayni seyleri soylerken, hem de ona katildigimi anlatmaya calisacagim. Sanilmasin ki uzun yazacagim. Insanin ona boyle bir yazi yazdirmis oldugu icin sevinip, saygilar dileyip aradan cekilesi geliyor.

Benim yazinin pek cok yerine iserim zaten yine o ayri ama ozunu sakli tutayim, ya da simdi bakinca hala ayni dusundugum seyleri yazayim. Kenarina cicek, kalp, kelebek cizilesi bir yazi olmus sanki zaten bu ilk gam yazisi. Delisinden. Gun gelir bu ikinci gam yazisina da iserim. Eski yazidan simdiye rahatlikla tasiyabilecegim seyler sunlar. Mesela “Ben diyorum ki gamsiz olmak icin got donulen seylerin kotegini yemek gerek. Gamsizlik ne bilgeliktir, ne de salt kayitsizliktir.” Hala boyle dusunuyorum.

Gamlilar uzerine biraz daha farkli seyler soyleyebilirdim belki; zaten Ragip Amcam’in yazisinin bilgeligi beni buna mecbur da etmekte. Bu yazida soyler miyim bilemiyorum ama belki de soylerim. Zira benim gamsiz, icinde gamli kendini de tasir, gururla, severek. Mesafeli, seviyeli bir sevgidir ama bu.

“Gamlilar, gamlariyla bireysel olarak bogusurlar, boyle aga dolanmis salak bir sinek gibi” demisim. Kolektiflik gamliyi gamsiza donusturebilir. Iyi bir donusumdur bence bu cogunlukla. Cogunluk icin, benim gibiler icin. Kolektiflikse, yazinin aktivistlere gonderme yapmasi yuzunden, yalnizca eyleme dayali bir kavram olarak dusunulmemeli. Kolektiflik birbirini gama ragmen korkmadan sevebilmektir ayni zamanda.

Gamsizligin cesaretine, alayciligina, meddahligina ihtiyac var.

Joni Mitchell demis ki, “there’s comfort in melancholy”. Gamsiz olmak, melankoli ister, bu da “comfort” getirir demek istedim. Zeki olmaya, kelime oyunlari basarmaya calismiyorum.

Gamli olmasaydik eger, gamsiz olurduk demissin Ragip Amca. Nasil bu kadar kesin konusulabilir ki? Nasil emin olabilirsin? Yasadigin seyi, bir kelimenin bilinir anlamina nasil boyle hapsedersin? Kelime birkac ekle genisler ama siniri vardir neticede. Senin sonsuz olman lazim. Sonsuza eklenmen lazim. Kelimenin bile kendisi degil anlamidir zaten sonsuz olan. Senin elestirin, gamsizligin kelime anlamini sasirtmamaysa anlarim ama gamsizligin bana gore ne oldugunu anlattigimda, aslinda senin de soylediginin bir baska turlusunu soyledigimi nasil gormezsin? Gordun de, benim hala dusmeyen bir jetonum mu kaldi, anlamiyorum? Gamli olmama hali, gamsizlik degildir her zaman; gami buyur etmediysen, anlamadiysan buna ne denir oyleyse? “…Karanlik ortse de ustunu, gece de devam eder renk” demis Can Yucel ama gam sen anlamasan da var olur mu? Senin icin en azindan gam denir mi ona? Duygularin yaratilmasinda, var olmasinda bizim hic mi payimiz yok? –siz olma hali, -li olmanin irfanini, anlamayi gerektirir bence. Mesela burada eski yaziya gonderme yapabilirim. Her insan boyle olamaz demisim. Gamsizligi mutlulukla karistirir onlar, umursadigin, seni gam-li yapacak bir sorun yok sanirlar. Gamli ve gamsiz arasindaki ortaklik sorumluluk almama demissin sen Ragip Amca. Ezgin gamlilik ve ucari gamsizlik disinda bir sey yok mudur? Senin olumladigin gamliysa, benim olumladigim gamsiza giden yoldur bence. Isik-golge, yumurta-tavuk. Aralarinda boylesi bir ortaklik vardir benim gozumde.

Aktiviste senin taniminca gamsiz demedim. Gami bilip, kucaklayip, gama ragmen gamsiz olabilen, vurdumduymazlik degil, pozitif bir donusum, harekete meyledis yasayan demek istedim. Belki de pasif gamsiz ile aktif gamsiz diye ayirmak gerekir. Hadi buyur, simdi de bunu tanimla Aylin.

Muzik ve acilmak isteme benzetmesi yapmissin. Bu misal benim gam-gamsiz tanimlamama, anlamda oynamalar yapmaya calismama, verili anlami algilamayi reddetmeme benzetilebilir. Bu da dedigin gibi bence iki uctan birinde oynamak degil, ortada kalmaktir. (Bu ortada olma, politik goruslerin ortada kalani gibi degildir, en azindan benim icin).Ortadadir zira her iki uctan da guc alir, beslenir, kanca atmistir her ikisine, ceker kendine dogru ve denge kurar kendinde. Gorunurde kolay ama gercekte zor olan budur iste. O yuzden herkes harbi gamsiz olamaz. Gamli olmak ise kolaydir.

Gamlilik bilgelik, gamsizlik heyecan kiyilari benzetmene katilamiyorum. Alternatif anlamlara musade etmeyen, sertlesmis bir tanim bu. Gamsizlik kayitsizlik, aldirissiz olma demek degildir. Her gamsiz, benim gamsizim gibi de degildir. Onlara gamsiz demek dogru mu bilemiyorum, benim sozlugumde kayitsiz denebilir. Onlarin da kayitlari tutulmaz bu dunyada zaten; hayat adil bir karsilik verir yani. Benim icin budur cunku ben gamla kilitleniyorum, gamsizliksa beni itiyor, guluyorum, umut doluyorum, patlayacak gibi oluyorum, agliyorum umuttan. Benim gibi birini az da olsa gorunce, yasiyor, var diye, yapisiyorum yakasina. Bana bunlari gam degil oteki yaptiriyor.

Aktivistlere dusunce adamligini, eylem ve dusunceyi bir arada goturmeyi cok gormek nicindir? Bu senin dedigin, akademide, ozellikle sosyal bilimlerde, onemli bir kavrama yasayan, toplumsal bir soruna bambaska yaklasarak belki de bir cozum olasiligi tespit etmeyi basarabilen bir akademisyenin, eyleme gecmemesi (ki bunu aktivist olarak da yapabilir kesinlikle), onu insan olarak hem hayattan hem de toplumdan koparmaz mi? Toplumda kendine boyle yabanci bir rol bicene iki yuzlu denmez mi? Nedir ilgisinin sebebi oyleyse? Oyle bir akademisyene gore bu bir ayricalikli roldur mesela yabanci rolu degil. Bunu ayricalik olarak gordugu icin zaten kendini ayri tutar. Bir donem felsefenin dustugu tespit edilen sorun da bu degil mi? Gamin gucuyle dusunce eylemini gerceklestiren insan, gamsizligin verdigi cesaretle ve umutla (gami bilen ve taniyan bir gamsiz olarak) eyleme yonelmez mi? Ustelik bu eylem dusuncenin ta kendisi de olabilir. Eylemini dusunceden nasil ayri goruruz? Hem kimin boyle bir luksu olabilir? Gam bilmeyenlerin, gam bilmedigi, dusunmedigi icin ancak kayitsiz ve kaderci olmayi basarabilen kisinin belki de hakki vardir. Ki bu bir hak degil, mahkumiyettir. Gami bilen gamsizin gozunde bir mahkumiyettir tabii. Zira mahkum oldugunu veya kimin, neyin onu mahkum ettigini bilmeyenin gozunde bu sadece bilinmeyendir, kaderdir, baskalarinin sucudur, ama her durumda ondan bagimsiz, gayri bir seydir.

Eylem insanlarinin ellerini tasin altina soklamalarini takdir etmis ama “yine de bu, eylem insanlarının, hakkı verilmiş bir zihni sürecin içinden geçtiklerini göstermez” demissin. Gecmediklerini de gostermez oyle degil mi? Hatta, “çoklukla böyle bir zihni ve ruhsal süreci yaşamadıklarını gösterir” demissin. Nasil olur, nasil bilebilirsin? Nasil eminsin? “Eylem insaninda dusunce faaliyeti derinlikli degildir, olsa cabuk hareket etmez, eylemine derinlik katardi” demissin. Bu noktada, belirli bir eylemden veya bir kisiden bahsettigine neredeyse eminim artik. Kimdir veya nedir o? Kimdir aklindaki aktivist, eylem adami sana bunlari soyletiyor? Eylem insanlari adina onemli ozelestirilerin gerekliligini gostermesi bakimindan son derece bilgece bulsam da, yorumlarinda ciddi oranda onyargi da var bence. Nedir bunun kaynagi veya kimdir merak ettim. Inek demissin eylem adamina! Nasil olur? Benim, belki de degersiz bir zihin jimnastiginden ote bir sey degildir ama, boyle dusunmemde buyuk payi (belki de en buyuk payi) olan sen, beni niye anlamiyor gibisin? (Aglarim simdi, yumusadi mi kalbin?)

Gamsiz ve herkesle birlikte olmanin guvenligine sahip olma demissin. Bunu eylemci, dusunen gamsizin kolektife inanci olarak da gorebiliriz. Gerci ben guvenlige sahip olma durtusunu one cikarmazdim.

Gamli olmak, dusunmeye baslamanin belki de ilk adimidir demissin. Cok guzel! Ben zaten gamsiz olabilmek icin birincil, mutlak sartin oncelikle gamli olmus olmak oldugunu soyledim. Bu evreden gecersin dedim. Bu evre baslar ama bitmez ama gamsizligin icinde yasamaya devam eder dedim. Gamini tasimayan, sahiplenmeyen gercekten gamsiz olamaz dedim. Farkli kelimelerle ama tam da bunu soyledim. Dusunce eylemi gamla baslar belki evet ama sonunda varilan gamsizliktir. Gamin olgunlasmasidir, olgun halidir gamsizlik. –siz olma, yokluk degildir. Ancak, kayitsizlik bir yokluk olabilir. Gamsizliksa gam olmadan var olamaz. Dusunme eylemi basladi mi, asla bitmez. Yogunlukta oynamalar olabilir ama sonlanmaz. Umut tukenmez zira, gamini tasiyan gamsiz sayesinde. Gamsiz durusttur bu yuzden, komiktir, alaycidir bazen de. Gamsiz olan, diger gamsizin icindeki gami gorur ve o yuzden yakindir onlar birbirlerine. Sisifus gibidir gamsiz bir nevi. Tekrar ve tekrar devam eder, bosuna olabilecegini bile bile. Mucadele surdurulur; neticede bir beyhudeligin anlasilmasi riskine ragmen yapilir bu. Olum mudur bu netice, o da bana gore bilinmez bir sey. Olsem de, benden ote devam eden seyler vardir, beni gamsiz yapan gamlarim gibi. Bu devam edise inanma zaten herseye ragmen, gamina ragmen ve onun sayesinde gamsizi guclu, umutlu kilar. Bir arkadasimin dedigi gibi, sisi (o boyle kisalttiydi) “kayayi tepeye tasimak, stabilize etmeye calismak zorunda. Bu ugrasisinda da baskalarina sadece kayayi yukari tasirken yarenlik etmesi icin degil, yukariya tasidiginda sabitleyecek karsi bir guc olusturmasi icin de ihtiyac duyuyor olmali. Sorun aslen kayanin yukariya tasinmasinin beyhudeliginde degil, yukarida kayanin oteki ucundan tutarak dengeleyecek baska birisi olmayisinda. Kayayi dengeleyip, zirvede kayanin cevresinde oturup laflamak da olasi olsun diye baskalarina ihtiyac var, dort elden sarilmak, ve ihtimal, zirvede bitirmek icin. Absurt bir gorev icin bile olsa, boyle bir sonun (ya da ihtimalinin), neseli olacagini kim yadsiyabilir?” Cok guzel dedi, agzina saglik. Iste dengeleyecek bir es, bir grup olsa tatmin olmanin olasiligina inanctir gamsizin inancinin bir parcasi. Bu kolektiflige de bir gondermedir. Bunun ozlemidir. Bu diger insanlara gore daha yuksek oranda bir eylem adaminin; sevdigine, sevgilisine, esine, dostuna kolektif bir sevgiyle bakabilenin asabilecegi bir talihsizliktir. Sisi’nin bir baska talihsizligi de, mit olmasidir. Onu, baska gorerek ve icime alarak da ancak ben talihsizliginden kurtarabilirim.
(Tamamen duygusal)

No comments: