Sunday, January 13, 2008

VAMPIR DIZISI MOONLIGHT BENDE NE HISLER UYANDIRMAKTA?

Ben bu nefis diziyi gecen gun kesfettim. Bir neselendim bir neselendim, onlara da gani gani nese ve reyting diliyorum ki bu boyle surup gide. Dizinin adi 'Moonlight', jenerikte moon sari ay uzerinde siyah fontla, light uzayda -haliyle siyah- sari fontla yaaa tey tey tey. Bu tii vii sovunda da bir vampir dizisinden beklenebilecek pek cok sey mevcut. Vampir basrol karakterimiz -elbet yakisikli, beyaz tenli, renkli gozlu, tuysuz, kaymak gibi tene sahip genc bir erkek-, dogasi geregi baska iyi ve kotu vampirler, Amerikan vampir dizilerinde asilamamis olmasi sasirtici olmayan bir klise olarak Los Angeles, salak insan karakterler, salak polisler -akilli polis henuz gelmedi-, vampirimizle gecmisten bir baga sahip, guzel -bence degil ama yonetmen oyle tercih etmis- Kate Winslet'in hafif degismisi, sarisin, zipir, merakli, zeki bir bas kadin karakter ve elbet onun zavalli, iyi mi iyi sevgilisi.

Simdi bu kiz, adi Beth (yakisikli vampir 'Beth' derken kameranin caktirmadan arkadasin diline zumlamasi ya benim aklimin bir oyunu ya da kameramanda bir durum var), bir internet sitesinde (buzz bilmem ne) online habercilik yapan, dolayisiyla sehirde nerede cinayet islendiyse hasirt orada biten ve heyt hoyt eglenceli tavirlari ve kart goruntusune ragmen kucuk kiz oyunlariyla polisten bilgi sizdirmayi basarabilen, cinayet mahalinde yine ayni yetenekleri sayesinde cebindeki I-phone ile otun bokun sip sak fotosunu cekebilen bir insan evladi. DA yani bolge savcisinin yaninda calisan bir avukat da sevgilisi var. Iyi, temiz yuzlu seker bir cocuk; cok iyi.. :( IC bunaltacak kadar iyi.. Ne kotu boyle demek ama neyse.

Iyi, karizmatik ve seksapel halesiyle dolanan vampirin adi Mick St John.. Ismine bakip pes etmemek lazim.. Diyor ki: "I'm a vampire. I wanna help people that's why I became a PI". Evet kendisi bir private investigator. Hatta kaza eseri Beth'e kan icerken -kan bankasi torbasindan-yakalanmasi sonucu aralarinda soyle bir konusma gecer: -Please don't look at me. - What are you? - I'm a vempayr. Cok az es var ama cumle atlamadim. Ani gormek lazim. Hele de akla abinin dizinin bas ve sonlarinda, hemen her bolum gordugumuz, LA'daki yuksek binalardan birinin terasinda, siyah deri ceketinin eteklerini ruzgara veren, sirttan goruntusu geldi mi, boyle dudaklarin yatay cizgi yapiyor; hay allah diyorsun.

Simdi vampir abiyle bu zipir kiz arasinda soyle bir bag var. Oyle kopuk ve "ne alaka la alalala.." diye bakakaldigin bir yan hikaye olarak anlatiliyor.. Anliyorsun elbet, alik olabilirsin ama aptal degilsin. Bu kizcagiz, 6 mi 7 mi ne yasindayken kaciriliyor. Kaciran bir vampir kadin.. Bizim ozel dedektife -kendi deyimiyle- hayatini degistiren bir dava olarak gelir bu kacirilma olayi- Kizin annesi gelir kizim oy oy oy diye. Bizim ki bir bakar ki, kaciran kadin vampir, bir zamanlar tanidigi ve soz konusu flash back'ten anladigimiz kadariyla bir sekilde yakin munasebette bulundugu biri. Kadin der ki bak iste kizimiz olacakti, simdi bir ailemiz olacak, senin icin geldim bak bunu buldum falan diye kizi gosterir, baslar zirvalamaya. Bizimki asilce reddeder, kizi kurtarir, evi atese verir falan filan.. Uzerinden gecer on yildan fazla. Bizim kiz buyur ve bu zipir abla olur. Vampirimiz de onu korumus kollamis, izlemis uzaklardan. Neyse sonunda bir sekilde tanisiyorlar, kiz habire taniyor muyum seni diye buna zarflar atiyor ama abi 'i have that face' seklinde gelismemis bir klise cevap veriyor. Zaten sonra ogreniyoruz ki, bu kadin vampir megersem bizim yakisikliyi vanpire donusturen, eski karisiymis. Kizi kacirma sebebine yaklasmis bulunmaktayim ama emin olmadan aciklamak istemiyorum.

Neyse, biraz karman corman olacak ama, biraz oradan biraz buradan anlatacagim son izledigim bolumde olanlari..

Kiz oyle bir zipcikti, oyle bir cikinti ki, LA'daki cinayetlere yollanan bas polis midir ne sikse habire kiza rastliyor, bilgi alisverisi yapiyorlar ama genelde butun bilgiyi veren salak polis oluyor. Misal kizin ifade vermesi gereken bir durum cereyan ediyor -zira diziye konu olan kotu adami bizzat silahla olduren o, dusunun yani oyle sahit mahit durumu da degil, bizzat eyleme gecilmis, ifade lazim- Bu polis abi ifade ver deyince kiz soklardayim tripleriyle zombi gibin yuruyup giderken bizim polis arkasindan 'hey nereye ifade vereceydin, aaa beth ama olmuyo boyle' seklinde biraz yapmacik tepinip isine geri doner.. Enteresan hatun ve poliskisisi.

Guzel vampir arkadas, Mick St John (evet adi bu, ona bir sans daha verin lutfen) koklayarak hem gecmisi goruyor hem de kani takip ediyor iste.. Ama bir koklayisi var, boyle soldan saga, sagdan sola (artik kamera hangi tarafindaysa) 'hnnnnnnffffff' diye.. Sirt dik, burun delikleri acik, agiz ve gozler az sonra poz vereceginin bilinciyle seksi bir kasilma halinde.

Sorumsuzca beslenen vampirlerin kulagini cekiyor Mick. Misal "sen oyle beslendin ama kanin ona bulasmis bi sekilde, simdi bu adam vampir olduuu, boyle sokaklarda dolasip insan olduruyor. Sen nasil kontrol etmezsin oldu mu, kaldi mi, nedir durum diye". "Temizlikcilere haber verdin bitti isin de mi?" seklinde.. Birebir olmasa da yakin bir ceviridir. Temizlikciler de (Cleaners) bu arada, LA'da kaza eseri olduren yaralayan, veyahut kan icme isinin bokunu cikaran ama bir o kadar da sorumluluk sahibi vampirlerin, sehirdeki olumluler artiklari gorup de korkmasin diye cagirdiklari hizmet sektorunden bir birim. Liderleri siyah giyen, vamp bir kadin. Ne ayak henuz cozemedim. Yakinda o bilgi de gelir bana.

Lutfen ya, bu kizcagizin yakisikli denebilecek, duzgun, tarali sacli bir sevgilisi var. Kariyer sahibi, tatli, dusunceli, anlayisli vs. Hanidiyse tek falsosu bizim Mick'le karsilastirildiginda biraz killi olmasi. Ve fakat abi sadece 1-2 bolum bu Mick'ten rahatsiz oldu. "Bu arkadasin ortaya ciktigindan beri adam akilli bit bit bit" falan yapti kiza. Sonra birden ardi kesildi bu sikayetlerin, bir davada birlikte calisir gibi oldular diye herhal; ama simdi cok pardon ya, benim kapima boyle yakisikli, daginik sacli bir vampir gelir, "bu alemde bi sana soyledim (insan olarak yani) vampir oldugumu, nasil oldugumu falan filan. Sana guveniyor muyum diye sorduydun, evet guveniyorum" deyip, elini, kapi kolunda duran elime koyar ve ben agzim acik kalacagindan, bogazim kurudu su almaya gitsem kaybolur mu acep diye dusunurken gizemle ceker giderse -tabii uzun bir saniye gozlerime de bakar- bu an o tatli, tarali sacli adami unuttugum andir.. Yuksek ihtimalle en azindan. Yapmayin allaasen.

El Salvadorlu bir adam var, uyusturucudan tut her turlu pis isin icinde. Beth'in sevgilisi, Josh galiba adi, bu adami iceri tikmak icin ugrasiyor. Oralar cok silik, anlatilmiyor hic. Onemsiz ya. Neyse Mick bunu kistiriyor tabii. El Salvadorlu, cicek bozugu suratli standart Latin kotu de "You come to my place and spill blood, now i'm getting your blood" der hata eseri, hem gramer hem de icerik olarak. E tabii kendine dogrultulmus iki silahi goren abimiz Mick'in de asabi bozulur ve 'hhhhaaaiiiiyittttt' gibi ince ve icten bir ciglik atar, muntazaman degisimini gecirip, dislerini gostererek. Bana mi didiiiiin! bir ifade var yuzde.. Tabii bu El Salvadorlu buyuk patron ve pikididi pikididi ucuz Latin kulup muzigi calan, bar mi striptiz kulup mu belli olmayan mekanini bulmak icin, sorgu odasindaki genc tetikciyi ikna etmesi gerekti Mick'in... Su her zamanki pisirik polis kardes (soyleyecem artik kendisi denzil washington sac kesimli siyahi bir polistir, her scene of crime da biter mantar gibin) -biri mantar mi didi?- "yaw konusmuyor iste adam, ne yapcen de konusturacan, iyi bes dakkan var hade" diye Mick'i iceri yollar.. Ben harbiden de baska bisi bekledim zira ilk aklima gelen bu olsa da yok daha neler, bu kadar da olmaz dediydim.. Oldu ve fakat sayin seyirciler. Abimiz, vampir yuzune gecis yapti, zarif bir 'emrah' bas hareketiyle (angel ve buffy'de en azindan ucar kacar ruzgar efektli bir donusum vardi). Soyle ki; basi one egip hatta ceketinin yakasina hafiften sokuyor, sonra yavasca kaldirip kor gozu gibi acik beyaz, mavisi kacik gozlerini ve dislerini aciga cikariyor ve tabii o unlu hhhhhaaaiiiyttttt! cigligini kopariyor.. Cocuk da tetikci falan ama otuyor tabii... iste Mick El Salvadorlu babanin mekana boyle geliyor. Sonra inanir misin hafif kanini iciyor.. Ha bu arada ablanin, Mick ortaya ciktigindan beridir limoni bir iliski surdurdugu sevgilisi oluyor. El Salvadorlu'nun adamlari oldurdu.. Sen misin benim pesimi birakmayan. Beth Mick'den isir sunu, yasasin boyle diye rica eder ama Mick, her asil vampir gibi oyle de olu olacak, yapamam bunu der ve yapmaz iste. Kiz elbet suclar Mick'i.. Mick'in uzerine de hakli olarak, bir nerelere gidem hali coker tabii. Kizi seviyor artik biliyoruz zaten ama acilamamis. Vampir ya, habire 'I am a monster, uhu uhu' deyip icleniyor, kiz da degilsin deyip teselli ediyor ama iflah olmuyor Mick. Zaten 'kahrolasi' yeteneklerinden biri sayesinde duymus rahmetliyle kizin birbirlerine seni seviyorum dediklerini. Gerci kizin da gonlu Mick'de.. Mecburen diyor ben de seni falan diye. Dedim ya bogaz ve agiz kurumasina yol aciyor abinin bazi tripleri ne yalan soyleyeyim. (Bir saniye bile olsa kanmayacak kadin tanimam). Neyse sevgilisini vampir yapmadi diye Mick'e kizgin olan kiz son bolumun son dakikalarinda diyor ki onun yerinde ben olsam, beni de dondurmez miydin kurtarmak icin? (Mick'in ic sesini sik sik duyariz zaten) Ic ses der ki bunu ben de kendime defalarca sordum. Mick der ki yapmazdim. Kiz buna da bozulur sanki ama haliyle uzgun ses etmez. Sonra bu diziden beklenmeyecek ve benim pek rastlamadigim, gayet de daha once bu soru aklina gelmemislere boyle 'harbi ha!' dedirten bi soru sorar. Der ki 'e madem vampir olmak bu kadar kotu, sen niye yasiyorsun boyle'. Mick'in ic ses senin icin der ve bizim icimiz parcalanir, isaret parmagi agzin icini isaret eder, gozlerimiz devrilir, adeta bi aaaaaaaaaaaaaaaaoooggghhhh yukselir bizim ic sesten. Mick ise tum karizmayi yerle bir eden, saskalozca, gulumseme kahkaha arasi bir seyler yapar, bi bel kirar ki ruya yikar. Kem kum hic dusunmedim ne ki falan gibi bir seyler geveler. O kadar onemsiz ve acinasiydi ki, uzerine bir armut daha yedim. Budur son bolum..

Iste de bulabildigim en guzel fotolari..



Tall, dark and immortal

No comments: