Saturday, February 9, 2008

Ehliyetini universiteden mi aldin lan dumbuk!

Turban yasagi kalkmasin diye ayaklandi boncuklar ve fakat boyle manasiz bir yasak kalkmasin diye ayaklanilir mi? Yasa ne halde degisecek, degismis hali ne kadar tutarli ve dogru olacak meraklara vesile tabii. Meselelere ortadan dalanlarla bir tek kendi ucunu gorenler arasinda bu konu gidip gelirkene, universitelerle ilgili bir baska yasa tasarisi da arkada kalmis galiba. Birgun'de okudum. Ilgimi cekti. Artik universite kurulabilmesi icin Edebiyat, Fen veya Fen-Edebiyat fakultelerinin olmasi zorunlulugunu kaldiran bir tasari imis. Uc fakulte universite icin yeterli olacakmis. Birgun sanki telasli bu yuzden. Ya ama zaten zebil zebil universite acilmiyor mu? E-5 ve minibus caddesi uzerinde misal? Yenge, hatun, anne veya ogul isimleri verilerekten? Anadolu lisesi hazirlik kursu gibi aciliyordu bunlar epeydir? Kirmizi trabzanli, endustriyel, modern tasarimlardan yoksun, gemi enkazi icine yerlesmis baliklar gibin eski binalarda olanlarin cogu da efsane olarak ve kendilerinden hep nefret ederek, bir nevi karararak hayatlarina devam ettiler, yalan mi? Ustelik zorunluluklar, kural ve sinirlamalarin duzen sagladigina inanmaktaki hodbinlik, riyakarlik bir yana, ne zamandir universitelerin bu sayilan fakulteleri, gorunurde bagimsiz, gercekte cogunlugu kayitsiz kadro ve yonetimlere sahip sermayesi saglam okullarinki haric, isler gorundu? Korkulan sey bu fakultelerin mevcut halleriyle zaten bir ihtiyaca hizmet etmediginin, alan, zaman ve dimag yediginin fark edilmesi olmasin? (Hayiiiir! Ilahiyat da acabilecekler ondaaaan! Mmm.. Bak sen, vay serefsizler.)

Derken az once yasa tasarisi kabul edildi haberini okudum. Turkiye Pazar gunune benden once girdi malum. CHP'li biri kara devrim demis buna. Karar aciklandiktan sonra sanirsam Kamer Genc bir konusma yapmis ve konusmasi bittigi halde yerinden ayrilmayarak kursuyu "isgal etmis", "sorun ara verilerek cozul"mus. Sonra da sitem etmis diger vekillere, yanima gelmediniz, destek olaydiniz bik bik demis. Ne yapacaktiysa artik kursuye mi zincirleyecekti kendini denyo? Durum Kamer Genc gibileri icin omurluk firsat: Sartlar boyle densiz, ajite edici ve bir o kadar da zavalli kahramanlik oyunlarina uygun. Siyasi kariyerde bir 'break' vaktidir; hele de karinca kararinca ve carpik bir idealizm de mevcutsa damarlardaki asil kanda, kendini kaptirip sasali sahneler yaratilabilir, takdir toplanabilir. Inanarak, imanla one atilan bir soydan geliyoruz gazi da var murekkep yalamaya basladigimiz gibi bunyede birikmeye baslamis. Oyle iddiali, iddiayi birak tam dayaklik, densiz ve ne var ki onemli bir kitleyi galeyana getirici nitelikte sozler ediliyor ki. "Anayasanin sah damarinin kesilmesi"; "kara devrim"; sizofren bir aklin urunu olarak laikligi kisilestiren 'laiklik yogun bakimda, oldurdunuz onu!" gibi. Hele bir de hani kalabalik arasindan, kriz aninda biri cikar ve bir anda tum sinirleri gerecek, iclere suphe, nifak, her turlu akla zarar fikrin tohumunu ekecek "ben diyim bu boyle giderse var ya..." lafini ediverir, iste buna ornek olarak "Aksi halde iş üniversitede çarşafa kadar gider" diyebilen bir baska densiz Baykal var. O hep var. Koruklemesi gerekiyor zira mecburi tek care olarak gorulebilmesi icin tutunabilecegi en onemli meselelerden biri bu. Bize Tayyip'le ilgili abartiyorsun diyenler simdi anladilar, bizim tarafimiza gectiler, bu da olumlu bir sey diye de soyluyor zaten hasmetlim. Idam edelim bile demeye getirmedi mi? Heyecanina yenik dusen bu insan evladi, cok seyi acik ediyor aslinda ama duyan kulak var mi o mitinglerin gurultusunden?

Inanc soz konusuyken nasil olur da sen bu konuda en iyisini bildigini iddia edersin? Kime neyle, nasil bir argumanla karsisin? Kemalistlerden kaciyorum, gozlerine dahi bakamiyorum. Narsistlikleri fiziken nefesimi kesiyor, konusmak izdirap oluveriyor. Tayyip Erdogan ve partisi onlardan bekleneni ve zaten olmasi gereken bir seyi yapti, onemli bir siyasi mucadeleyi umuyorum ki sonuclandirdi. Bunun arkasindaki motivasyonun ne oldugunu gorecegiz zamanla ama yasagin kalkmasina karsi olanlar bunun bir 'hak' oldugunu anlamadikca ve yasagin muhatabi, kalkmasini isteyenler de nesne uzerine kurulu bu hakkin alinmasiyla birlikte baslayacak sureci dramatiklestirmek ve dolayisiyla sahiplenmek istemedikleri 'cahil' kitleyi galeyana getirmek yerine akilci adimlar atmadikca kaotik, cikmaz ve kendini tekrar eden surec, daha tedirgin bir boyutta devam edecek. Ne kotu ki kendilerini 'sol'da goren bu kemalist insanlar - laikler- mucadele edebilecekleri, inanabilecekleri bir dunya fikrinden yoksunlar ve aslinda inandiklarini dusundukleri kritik yalanlar uzerine yapilanmis bir ideal tarafindan sindirildiklerini goremiyorlar, boyle bir yuzlesme talepleri de yok ve ustune ustluk alenen de bundan kaciniyorlar; oysa ki karsilarinda, Omer Laciner'in tanimiyla "sozu edilir bir direnis, bir karsi cikis/alternatif" pesinde olan, zenginlesen orta sinifca desteklenen, sasirtici bir bicimde hic ummadiklari bir kitle var. Soylemlerinin alti cizilmis noktalari da acikli bir sekilde, 'sol' un simdilerdeki kemalist fasistlerinin bir zamanlar gozleri dola dola savunduklari seylere bire bir uyuyor. Gel gor ki siskin egolarin yarattigi ve ayni zamanda beslendigi, bir kimlik olarak "ustunluk" (supremacy), korkularini da bileyledigi icin, onlarin da on goremeyecegi bambaska urkutucu seylere canak tutabiliyor. Bakiniz ordu, bakiniz orduyu destekleyen 'ozgurlukcu' kitle, bakiniz cinayetler, bakiniz bu cinayetlerin bilvasita destekcisi ordu.

Turban yasagi yuzunden bu kumas bir siyaset malzemesine, ideolojik bir simgeye donusmedi mi dedi arkadasim. Ideolojik simge apayri bir konu ve bu bir 'gunah ise' bununla ilgili kimse ak degil. Ve fakat bence turbanin, bas ortusunun politik malzemeye cevrilmesinin otesinde, aslinda CHP, kemalist ve laikler de, turbani politik malzemeye cevirerek, inanclar uzerine asil konusulmasi yuzlesilmesi gereken tarihi, sosyal ve politik "temel" mevzularin uzerini kapatiyorlar. Eger turban konusu bir sekilde ortadan kalkarsa, tarihle de hesaplasilma talepleri yuzeye cikacak. Mesela biri diyecek ki (ki zaten dendi, deniyor ama onde degil), 1. TBMM kayitlarini iyice acalim bakalim, Istiklal Mahkemeleri ne halt etmis, ilk mecliste kararlar hangi sartlarda alinmis, bu kararlarin bu halde mesruluklarini tartisalim diyecek. Korkulan asil budur bence ve sokaklara dokulen insanlar, bu yalanlari kaldirabilir mi? Gokhan Ozgun pek uygun demis bugunku yazisinda: "Tarih sağlığından ve sığlığından en küçük bir şey kaybetmeden bugün de yaşıyor." Korunan sey de budur bence.

Neyse, boyleyken boyle. Son paragrafimi, genel bir toparlayicilikla baslatip, "ne dedin la simdi"yi hak eden yozlukta bitirmeye ozen gosterecegim.

One gelen karma icinde uretken olmak, uretmek, dusunmek, dogru sorulari sormak dolayisiyla bunlar icin calismak ve kendini sevmek, kendinden cikip insanlari sevmek degil; basarmak (ureterek veya en iyisi urettirerek), yarismak, kazanmak ve sonunda da kendini kutlamak ve odullendirmek icin eglentiye gitmek var. Var olmanin gercek sartlarini, durumunu temsil etme yetenegini kaybetmis bir toplum, ozgur olma, ozgun olma, evrenseli gorebilme kapasitesi uzerine de sifon cekmis oluyor sanki.. Bu var olma polemigi uzerine bir de fasist narsizm ekleniyor. Ideolojiler mi kendi icinde tutarsizlasti yoksa bizler mi bilemedim ama tercih senindir ve gerceklestirecek kudret de vardir sende guvenini telkin eden ideolojiler nereyedur simdi, arada benim gozumden yitiyor sanki? Tersten mi okunmaktadir? Insan, insan uzerine degil onlarin yaninda kurmalidir degil mi hayati? Eglenmek guzel seydir ustelik, kendini kaybetmek, esriklesmek vs. Esriklesip herkesi bulmak, neredesin bilmek, soylenmeyen varsa acik etmek utandirmak sonra da gulmek de mi? Yani ne guldun, gotum mu meydanda diyene buyuk harfle EVEEET!!! demek gibi.

Ve de evet abi, ehliyeti universitede resmen veriyorlar.

No comments: