Su anki dersten bahsedecegim. Dekanin verdigi, lisansustu derecede bir ders; populer sinema zart zurt uzerine. Sinifta bir adam var ve haliyle tavriyla ilk gunden itibaren 'kil' olup (o gun yaptigi gibi bana dalasmadigi muddetce) fazla muhatap olmayacagim dedigim biri. Az once hoca tarafindan ortaya atilan ve sabirlari zorlayan film nedir sorusuna, moving image of philosophy of history dedi. Sinif sustu. Esasli kelimeler. Dekan, neden peki dedi. Ilk soru kadar gereksiz bir soru ama ben de ister istemez bir aciklama beklemedim degil hani. Sormazdim ayri. Neyse. Bir yazarin dedi (isim verdi ama ben bilmedigim ve aninda not almadigim icin yazamiyorum buraya), bir kitabinda okudugum bir sozu beni cok etkiledi. Sonra dusundu ama hicbirini hatirlayamadi. Ne kitap (veya her nerede okuduysa o), ne de onu bu derece etkileyen bolumun, cumlenin ne karin agrisiysa icerigi gelmedi aklina. Sonra, hissettigim seyi hatirliyorum ama diyerek aciklamaya giristi ki onu da toparlayamadi. Ben bir yere varamayacagini, sahte guven pozlarina girdiginde anladiydim. Boyle eller basa, sabah tatli tatli geriniyoruz hareketi; ama eller bir sure sonra yuzune kapandi, goz ovusturma jesti. Yani diyor ki cok yorgunum. Olabilir tabii aksamin 8'i olmus, kafalar, gonuller ev yoluna meyletmis. Tam o sirada dekan sozu devralarak durumu kurtardi. Simdi, ben zaten adama yeniden kil olmaya razi gibiyim, mazimiz var, altyapi musait. Ne var ki, ben bir durdum; niye simdi bir an kis kis gulecek gibi oldun? Yakisiyor mu sana? (bu son seyi demedim ama yakin bir seyler hissettim) Sen de benzer bir duruma dusebilirsin degil mi? Elbet. (Bugun ona yarin sana, gulme komsuna vs vs.. Ondan degil bu dedigim) Gerci ben bir yazara gonderme yapiyorsam ya kaynagin adini, ya da onemli dedigim cumle, paragraf her ne haltsa onu aklimda kaldiginca ortaya salarim; o da olmadi ozetlerim. Temel egitim yillarimi buna armagan etmisim, nedir ki? Hicbiri aklimda degilse, hatirlayana kadar susar, israr edilirse derdimi baska turlu anlatirim. Neyse, yani benim hatam, kirilacak notum buradan olmaz. Ha bana ozel armutumsu durumlar olur, misal ne kadar hakim olursam olayim, Ingilizce ifade ettigim bir dusunce Turkce kullansam daha vurucu olabilirdi hircinligiyla, o anki Ingilizce aciklamami yetersiz bulabilirim. Palavar atabilirim bazen bilerek, bazen suursuzca. Mesela hoca su filmi gordun mu der, bilinmeyen gucler tarafindan vucudumun kontrolu (belki tam da o anda kendine guven sekerim dusmeye yuz tutmuskene) ele gecirilir ve ben gormedigim halde kafami sallarim, gordum evet ne var diye. Bazen de hayir derim, izlemis olmak ve begenmek beni o sirada gereksiz bir tutukluga sokacaksa. Veya tam cumlemin ortasinda sacmaladigimi fark eder, ya bir anda susup lafin sacmaligini itiraf ederek calmak uzere oldugum vakti iade ederim ya da cepteki bozuklar misali 3-5 kelam eder susarim.. (Simdi konu ben olsam boyle anlatacak cok falso var ama bu kadarini nicin yazdim? Ben de insanim demek icin, evet.) Fakat bu adama, felsefe ve tarih sozcuklerini kullandirtan ne? Cidden meraklardayim. Soramiyorum da, ukalalik yapabilecek kadar baymamis ders veya ofkeli degilim. Harbiden bir sey demeye calisti ama diyemedi ve ben uzuldum bu kil oldugum adam icin. (Harbi ve cidden kelimeleri durumla alakadar heyecanimi anlatiyor degil mi?) Niye uzuldum lan? dedim. Hapisten yeni cikmis ve master'a baslamis, yasi 30'lu bir seyler.. Takdir edilesi vs diye mi? Deli gibi sorguladigim, elime koluma bulasan, dogrulugu amenna kabul edilmis verilileri gururlandiran bir 'basari' cizgisi uzerindeki bu adama kil olamamamin sebebi -kendimi ondan daha ustun gorerek tabii- takdir etmem mi onu? Ederim cok istiyorsa ayri ama sorun bu degil. Bu onemli degil daha dogrusu. Derdim su. Bunu takdir etmek, kendi inancimin (veya beni inancsizliga goturen tum sorularimin) yikimi, onlara ihanetim olmaz mi? Ama tam da bu noktada, zaten beni simdiki dusuncelere, inanca/inancsizliga -veya inancsizliga inanmacaya- getiren muhakeme, metod herneyse onun ozu de bu degil mi? O sirada inandigim -veya daha makul bir ifadeyle- dogru olma ihtimalini yuksek gordugum bir fikrin, yine ayni yolla, saglamasi yapilirkene misal curutulebilirligi dusuncesi; dolayisiyla hicbir seye mutlak, kayitsiz bir dogruluk payesi vermeme (verememe degil) ve iste tam da bu sayede dusunme isini (onu metodsuz, basi bos birakma, per perisan etme pahasina), ortaya cikan ama asla 'tamam budur' demeyecegim 'dusuncemsileri' nispeten ozgur kilan -en azindan bu iyi niyetle var olan- bu tavir degil mi? Oyleyse bu insan evladina uyuz olamamamin sebebi nedir? Bu iki durum birbiriyle alakali mi?
Ikinci bir ornek vereyim. Ayni dersten devam. Baska bir adam, heyecanla ve gordum ki inanarak 'film is nothing but white supremacy' dedi. Himmm dedi dekan, neden? Cevap geldi: Cunku nereye bakarsam bakayim, tum filmler hep beyazlari one cikariyor, ozellikle dikkat ediyorum, cunku ben bir filmde oncelikle azinliklara, etnik gruplara bakarim ooooy yazarken zorlandim ya. Boyle seyler dedi. Bu argumanlarin her ikisi de duymaktan yoruldugum ve beni gunduz fantezilerime donduren tartisma basliklari listesine girer ama benim derdim baska simdi. Benden once davranan bir arkadasim masanin ortasinda dikkat cekebilmek icin gobek atan soruyu patlatti. Oyleyse sen Hollywood disindaki filmleri film kategorisine sokmuyorsun? Mmmm. O da dedi ki yok oyle demiyorum. Ben yalnizca bunlara 'expose' oluyorum maalesef dedi. Yine ben sasirmakla, anlayisli ve sinirli olmak arasinda gidip gelirken, bir yandan da bu kor ve cesur atislara hala sasiriyor olmamdaki safliga gicik olurken, baska bir arkadasim girdi lafa. Oyleyse bu expose oluyorum dedigin seyler haricindeki filmleri nicin arayip bulmuyorsun? Onemli bir soru olmasa da, cevabin kritik oldugunu dusundum. Zira nihayet durumu benim icin daha net hale getirecekti. Cevabi soyle bir seydi: You know what? I think you're right. I should go out and seek for them. Ofkeme yenik dustum simdi. Yine de iyi niyetini gozumun onunden kacirmamaya dikkat ederek -zira ben de, iyi niyetle ama boncuklu bokumla boyle sacmalamis ve birilerini homurdandirmisimdir- dedim ki, sozlerindeki niyeti anliyor ve onlara belli sinirlarda katiliyorum da; ama her seyden once soru populer film degil, film nedir idi. (Bu sirada arkadas dedi ki, ama ben sadece bu ulkeden bahsediyorum, cunku ben burada yasiyorum.) Ben de devam ettim lafa basladik bir kez diye. Yoksa coktan pismanim yani. Basim agriyor, rezillik. Bunun farkindayim, iyi bir orneksin dedim. Der demez de sustum, utandim falan. Cok kotu bir ukalalik, cocuktan ozur dilemem gerekecek ustelik bence. Cok manasiz bir laf. Niye boyle konusuyorum diye kiziyorum kendime, sessizlik yemini mi etmeli. Neyse, onu izle bunu izle diyecek halim yok, o kadarinin enseye tokadi hak eden ukalalik olacaginin farkindayim cok sukur. Ve fakat ardindan soyle demek istiyorum ve neyse ki demiyorum; ama buraya yazmam lazim, sonra gelip bakayim ibret alayim diye. (Dekan da benim devam etmeyecegimi anladi ki eee family guy izlediniz mi bu hafta diye girdi oteki konuya.) Ha ben sunu diyecektim cocuga: Sana bunu soyleten, onemli bir argumana donusebilecekken, bunun aksine seni de beni de su dakika banallestiren su tavrinla, aslinda o bahsettigin supremacy'nin parcasi oldugunu, ve henuz bunun farkinda olacak hassasiyete de sahip olmadigini gosterdin. Niye boyle bir sey demek istedim, bundan gereksiz ne denebilir? Durum gereksiz, laf gereksiz. Ustelik de bendeki supremacy ondan beter. O hassasiyete sahip degilsin sen ne demek? Hani boyle sanki munazara edesin vardir da, dahil oldugun grupta baska zaman kosarak uzaklasacagin bir sey konusurulur ve sen bir an manasizca katilirsin o tartismaya, sonra da cikmaya debelenirsin ya, oyle iste. Yahu ben niye gicik oldum bu cocuga? Otekine niye olmadim? Nedir durum cozemedim. Kendime gicik oldum simdi. Gelip de bunun uzerine pit diye durumu cozen veya benim su dakikadan itibaren, tamamiyle dekanin westernlerden bahsetmesinden bayginlik gecirip oyalanacak bir seyler bulmaya calismamin eseri olduguna inanmaya basladigim su yaziyi ciddiye alan olursa cok bozulacagim. Neyse ki ders bitti su dakika itibariyla. Save now, publish at home.
ek: Nur Cintay'in is hayatinin dibine duzenli olarak ektigim ayrik otlarina ve yukaridaki yaziya bakarak, diyorum ki en azindan ben kendi blogumda takiliyorum Nur Hanim. Beni buradan yakalayamazsin.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment